Herkese merhaba. Leon Festinger ve James Carlsmith’in bilişsel çelişki üzerine yaptıkları deneyden bahsedeceğim. Haklı çıkacakları hiçbir sebep olmadığı halde, insanlardan yalan söylemesi istendiğinde, söyleyecekleri yalanın doğru olduğuna kendilerini inandırırlar mı? Bu deneyle beraber Leon ve James, insanların kendilerini yalanlara inandırdıkları yargısına ulaşmışlar.

İnsanlar sırayla bir odaya alındı ve yaklaşık bir saat sürecek, oldukça sıkıcı görevleri tamamlamaları istendi. Tüm katılımcılar bu görevleri yaparken çok sıkıldı. Çıkarken ise onlardan, dışarıda bekleyen diğer katılımcıya, deneyin oldukça eğlenceli olduğunu söylemeleri istendi. Bunu yapmaları karşılığında bazı katılımcılara 1 dolar verilirken bazılarına 20 dolar, bazı katılımcılara ise hiç para verilmedi. Hepsi, çıktıktan sonra bekleyen kişiyi deneyin eğlenceli olduğuna inandırdı. Bu arada inandırmaya çalıştırdıkları kişilerin olaydan haberi var, yani dışarıdakiler denek değil aslında. Sadece habersiz bir şekilde katılımcıların, davranışlarını ve tepkilerini değerlendiriyorlar.

Son olarak denekler çağırılıyor ve deneyin eğlenceli olup olmadığı soruluyor. 20 dolar verenler sıkıcı olduğunu söylerken, 1 dolar verenler deneyin eğlenceli olduğunu söylüyordu. Hiç para almayanlar ise aşırı sıkıcı ve saçma olduğunu söylüyordu.

Deney sonucunda, sadece 1 dolar alan katılımcılar başka birini ikna etmek için 1 doların yeterli olmadığını düşündüler ve bu yüzden uyumsuzluk yaşadılar. 1 dolar karşılığında bunu yapmak mantıklı olmadığı için kendilerini deneyin eğlenceli olduğuna inandırdılar. 20 dolar alanlar ise aldıkları parayı yalan söylemeleri için tatmin edici buldu ve aslında hiç eğlenmediklerini rahatça söyleyebildiler. Yani aslında, bilişsel uyumsuzluk yaşadığımız durumlar karşısında davranışları değiştiremiyorsak tutumları değiştiriyoruz.

Bu noktada bir çıkarım yapacak olursak; bilişsel ögeler, birbiriyle ilişkili veya birbiriyle ilişkisiz olabilir. Eğer birbiriyle ilişkisiz ise problem yok, eğer ilişkili ise de 2 durum söz konusu: ya bu iki öge birbiriyle tutarlılık içinde, ya da çelişki içindedir. Eğer çelişki söz konusuysa, insan beyni kognitif faaliyet gösterir. Bu durum kognitif bozuklara dönüşürse dikkat dağılması, huzursuzluk, algısal bozukluk, heyecan, hiperaktivite, hafıza sorunu, uyku düzeni problemine vs. yol açabilir. Bu kısmı biraz abarttım çünkü kognitif ne demek bunu açıklamak için bu şekilde anlattım, kognitif ve bilişsel hemen hemen aynı anlama gelir. İnsan beyni çelişkili duygular, düşünceler, inançlar taşımaktan kaçınır, çünkü bu çelişki kişide gerginliği arttırır. Çelişkiden kurtulmak için de iki seçenek var, ya davranışını değiştirirsin, ya da inancını değiştirir davranışını sabit tutarsın. Nefes nefese kaldık yine, yeter bu kadar 😀 Sevgiler ve sağlıklı günler herkese..