Etrafımızda gördüğümüz ağaçlar köklerinden aldıkları suyu nasıl o kadar yukarıya çıkarabiliyor? Yeryüzündeki en büyük ağaç “Hyperion” isimli ağaçtır. 1963 yılında California’nın “Kırmızı Ağaçlar Ormanı”nda keşfedilmiştir. Bu ağacın boyu 115 metredir ve yaklaşık 1500 yıllık olduğu tahmin edilir. Gözünüzde canlandırıp değerlendirebilmeniz için özgürlük heykeli ve beyaz sarayın boyutlarıyla karşılaştırabilirsiniz. (tabii karşılaştırmak için görmek lazım önce, neyse) Bir diğer devasa ağaç tipi de “Sekoyalar”dır. Bu ağacın ise boyu 70 – 80 metreye ulaşmaktadır. Su nasıl o kadar yükseğe çıkıyor..cevaplayalım bakalım
Bu durumu minicik borulardan geçen bir suyun mükemmel bir düzen içerisinde yukarı hareketi ile açıklayabiliriz. Peki bu su kendi kendine mi yukarı ilerler? Tabii ki de hayır. Bir ağacın yaklaşık günde 200 litre su ihtiyacı vardır. Ve bu işlem için de ağaç bünyesinde bulunan “ksilemler” mevcuttur. Bu su, her gün kökler aracılığıyla emilmelidir. Çünkü aynı şekilde yapraklardan da terleme olmaktadır. Yani giden suyun yerine tekrar konulması gereklidir. Kökler tarafından emilen su, yukarı kaldırma etkisi yapar. Buna emme kuvveti de denir. Terleme ise kaldırılan bu suyun daha yukarı çekilmesini sağlayan ve yer çekimine zıt bir kuvvetin oluşmasını sağlar. Kohezyon diye adlandırdığımız moleküller arası çekim kuvveti ise tamamlayıcı etken görevi görür ve suyun taşınmasını sağlamış olur. Şimdilik araştırmalar sonucu keşfedilmiş olan bilgiler bu yöndedir.
Yani bitkilerde suyun yukarıya doğru taşınmasını etkileyen 3 faktör vardır; kök basıncı, terleme – çekim teorisi ve kılcallık.