Homeopati Nedir?

HOMEOPATİ a. (fr. homéopathie; yun. homoios, benzer, ve pathos, hastalık’tan). XVIII. yy.’ın sonunda S. Hahnemann tarafından bulunan deneysel tedavi yöntemi.

Homeopati şu ilkelere dayanır:

 

1. Benzerlik Yasası

Hasta tarafından bildirilen belirtiler (hastanın kişilendirilmesi) ile sağlam ve duyarlı bir kimseye etkili bir ilaç maddesi verildikten sonra ortaya çıkan belirtiler (ilacın kişilendirilmesi) karşılaştırır.

 

2.Sonsuz Küçüklük İlkesi

Bir yandan özellikle ruhsal alanda etkilerini incelemek, öte yandan ilacın doğurabileceği tehlikelerden sakınmak amacıyla sulandırılmış ilaçların kullanımını öngörür.

 

3.İnsanı ve Hastalıklarını Beden ve Ruh Açısından Bir Bütün Olarak Ele Alma İlkesi

İnsanın kalıtımsal ve edimsel dağarcığını ve yaşadığı ortamı göz önüne alır.

 

Homeopatik Tedavi

Homeopatik ilaçlar, sağlam insanda denendikten sonra özel bir yöntemle hazırlanmış ilaç maddeleridir. Deneysel protokollerin toplanması, patojeneziler, tıbbi temeli oluşturur ve akla yatkın her çeşit homeopatik tedaviye esas alınır. Bundan başka, hastanın hastalık eğilimlerini, bünyesini ve mizacını iyi tanımak homeopat hekime, daha iyi anlamak ve dolayısıyla daha iyi tedavi etmek olanağı sağlar.

 

Homeopatik İlaçlar

Homeopati Nedir?

Hahnemann tarafından geliştirilmiş tekniklere göre yapılan homeopatik ilaçlar, hayvansal, bitkisel ve madensel etkin cisimlerden elde edilen ana maddelere (tentürier ya da madensel ve organik maddeler) dayanır. Arka arkaya yapılan onda bir, yüzde bir oranında sulandırmalarla ya da ezile ezile zayıflatılan bu ilaç maddeleri aslında öteden beri tedavide kullanılan ilaçlardan ve bitkisel maddelerden başka bir şey değildir, ama homeopatik işlemlerle dinamizmleri artırılınca yeni bir güç kazanırlar. Bu gücü etkin ilaçlar, benzerlik yasasına tam bir uyumla toksikoloji ya da Hahnemann yöntemiyle denenir. Sonra sağlam bir kişide görülen belirtilerin aynını sergileyen bir hastaya verildiği zaman homeopatik olurlar. Bu durumda hasta ile tam “uyum” halinde olacaklarından onun iyileşmesini sağlayacaklardır.

Sonsuz küçük dozlarda kullanıldıkları için de sonradan herhangi bir zehirlenmeye neden olamazlar. Olsa olsa bazı duyarlı ya da duyarlılaştırılmış kimselerde, tedavinin çeşitli evrelerinde, ilaçlardan doğan bazı ağırlaşma halleri görülebilir. Bunların tümü kendiliğinden düzeleceğinden hiçbir önlem alınması gerekmez.

Homeopatik ilaçlar ya tek başlarına ya da birleşik ve karmaşık formüller halinde kullanılırlar. Latince adlarla ve sulandırma derecelerini belirten numaralarla gösterilirler. En sık kullanılan biçimleri granül, yuvarlak hap ve damladır. Fitil ve toz (ezme) biçimleri daha az verilmektedir. Biyoterapiklerle izoterapikler de tedavi araçları arasında yer alırlar.

Homeopatik ilaç listesine giren ilaçların sayısı aşağı yukarı bin tanedir. Veriliş alanı sınırlı olan ve az kullanılan “küçük” ilaçların sayısı çok fazladır. “Büyük” ilaçların, yani genel etkili temel ya da “polikrest” ilaçların etkisi uzun süreli, patojenezi zengin, yaygın ve sayısı azdır(altmışa yakın). Bunlar günlük olarak kullanılırlar. Etkili yeni ilaç maddeleri bulmak amacıyla sağlam insanda Hahnemann yöntemiyle deneyler sürdürülmektedir. Son zamanlardaki en ilginç patojeneziler arasında Penicillium ve fenobarbital sayılabilir.

 

Homeopatik Yöntemler

Homeopati Nedir?

Uygulamada homeopatik ilaçların veriliş tarzının yorumundaki farklılıklardan doğar ama hepsi benzerlik yasasına dayanır. Hahnemann okuluna tam bağlı olduklarını ileri sürerler. Ancak J. T. Kent’ten esinlendiklerini, Nebel’in, Léon Vannier’nin, Henri Bernard’ın görüşlerini benimsediklerini, hatta çok ya da az “sulandırıcı” olduklarını söyleseler de kullandıkları yöntemlere göre homeopatları belli başlı dört gruba ayırmak gerekir:

1-Ilımlı Çoğulcular: Bir reçetede birçok ilacı birden yazarlar. Zaman ve alan bakımından etkileri sınırlı belirtilere karşı ve orta derecede sulandırılmış ilaçlar ile hastalık eğilimini, bünyeyi ve mizacı göz önüne alarak zemini değiştirmeye ya da dengelemeye yönelik güçlü ve uzun etkili temel ilaçları birlikte vermeyi yeğlerler.

2-Tekçiler: Hahnemann ülküsüne bağlıdırlar (bir defada bir tek ilaç vermek) ve hasta tarafından ileri sürülen patolojik tablonun tüm belirtilerini tek başına kavrayacak tek ilacı, “tıpa tıp benzerliği” ararlar. Tekçiler de tıpkı kentçiler gibi yüksek oranda sulandırılmaları kullanırlar.

3-Kentçiler: Eşsiz bir tekçi olan Kent’in geliştirdiği tedavi listesine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Bunlar özel belirtilerden başlayıp daima genel işaretlerden yerel işaretlere doğru giden ve kademe kademe ilerleme ve ayıklamalarla üstün tek ilaç bulma tekniğini kullanırlar.

4-Karmaşıkçılar: Bir reçetede A. Rouy’nın öngördüğü gibi az sulandırılmış karmaşık formüllü birçok temel ilacı birlikte yazarlar. Bundan başka, birkaç homeopatik ilacın yanı sıra fitoterapide, organoterapide, hatta gemmoterapide ya da litoterapide kullanılan birtakım ilaçları da yazıp adeta bir “salata” reçete meydana getirir. Böylelikle benzerlik yasasından ayrılmış olurlar.