skolyoz-nedir

Skolyoz, omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Bu rahatsızlığı ortopedistler tedavi eder ancak nöroşirürjide de skolyozun büyük yeri vardır.

Hastalık kız çocuklarında çok daha sık görülür. Özellikle 30 dereceyi geçen skolyozlar erginlik dönemindeki kızlarda erkeklere oranla on kat fazla görülmektedir.Ülkemizde 2,5 milyondan fazla skolyoz hastası mevcuttur.

Skolyoz Belirtileri

* Omurganın yana doğru eğriliği
* Omurganın yan ve öne doğru eğriliği
* Bir omuzun (sağ-sol) öne ilerlemesi
* Omuz ve kalçaların simetrik durmaması
* Birinci eğriliği karşılayıcı ikinci bir eğri varlığı
* Sırt ve/veya bel ağrısı
* Nefes darlığı, yorgunluk
* Kalçalar ve omuz seviyeleri arasında eşitsizlik
* Kollar ile vücut arasındaki mesafenin eşitliği bozulur
* Göğüs kafesinde asimetri ve bir kürek kemiğinde çıkıntı gözlenebilir

En Önemli 3 Belirtisi

  • Bir omzunun diğerinden daha yüksek olması.
  • Belin bir tarafının içeriye doğru oyuk iken diğer tarafının dışarı doğru çıkması veya daha dolgun görünmesi.
  • Çocuğunuza arkadan baktığınızda ve omurgasını yere paralel hale gelene kadar öne eğmesini istediğinizde; sırtının bir tarafının diğerine göre daha yüksek görünmesi. Buna “hörgüç” görüntüsü deniyor. Bu görüntü omurganın aynı zamanda kendi etrafında dönmesi nedeniyle oluşuyor. Kimi zaman, çocuğunuzun öne eğilmesine bile gerek kalmadan, dışarıdan bakıldığında, sırtının bir tarafında hörgüç gibi bir kabarıklık fark edilebiliyor.Skolyoz-Omurga-Eğriliği-Nedir

Skolyoz türleri

  • İdiopatik skolyoz: Skolyozun en çok görülen şekli “idiopatik”tir. Genetik etmenlerin rol alabileceği düşünülen bu skolyoz halen nedeni bilinmediği için “idiopatik” (sebebi bilinmeyen) olarak adlandırılır. İdiopatik skolyozun, ergenlerin yüzde 2 ile 3’ünde var olduğu düşünülür. Bu grubun 500’ünden birinde aktif tedavi gerekir. 5 bin skolyozlu kişinin birinde, eğrilik cerrahi yöntem gerektirecek dereceye kadar ilerler. Küçük dereceli skolyozlarda kız ve erkek çocuklar eşit oranda etkilenirken, ilerleyici eğrilik gelişme olasılığı erkeklere kıyasla kızlarda 8 kat daha fazladır.
  • Nöromusküler skolyoz: En yaygın görülen ikinci skolyoz “nöromusküler”dir. Bu skolyoz türünün altında yatan bir sinir-kas hastalığı olabilir. Sinir hastalıkları beyin veya omurilikten kaynaklanabilir. Örneğin; çocuk felci, serebral palsi (beyin felci), meningomyelosel, travmaya bağlı omurilik yaralanması ve felç olan çocuk hastalar. Kas hastalıkları, çocukluktan itibaren veya daha geç ortaya çıkabilen hastalıklar da bu duruma örnektir.
  • Konjenital skolyoz: Üçüncü sıklıkla görülen skolyoz türüdür. Çocuğun anne rahminde gelişimi sırasında meydana gelen omurga anomalilerine bağlı olarak ortaya çıkar. Doğuştan başladığı için genellikle ilerleme özelliği var.

**Skolyoz tek başına görüldüğü gibi hafif kaburlukla da görülebilir. Hafif kamburluk yani kifozla beraber görüldüğünde ise kifoskolyoz adını alır.

Kemik ve yumuşak dokuları tutan nörofibromatozis rahatsızlığına sıklıkla skolyoz eşlik eder. Bunlar dışında romatizmal hastalıklar, bağ dokusunu tutan hastalıklar, omurga kırıkları, omurga enfeksiyonları, metabolik hastalıklar ve sendromik genetik hastalıklar da skolyoza sebep olabilir. Bu hastalıklara sahip olan bireylerin skolyoz açısından sıkı takip altında olması gerekir.

Hangi Skolyoz Dereceleri Tehlikelidir?

  • Skolyoz 0-20 derece arasında olduğunda dışarıdan dikkat çekmiyor.
  • 20-40 derece arasında çıplak vücuda bakıldığında fark edilebiliyor, ancak günlük yaşantıyı olumsuz etkilemiyor.
  • Ergenlik dönemi sonunda 40 derece altında kalırsa ilerlemesi devam etmiyor.
  • Ergenlik sonunda 40-50 derece arasında olan sırt eğriliklerinin yakın takip edilmesi gerekiyor. 50 derece üzerindeki eğrilikler erişkin yaşta da ilerlemeye devam ediyor.
  • 70-80 dereceyi aşan Skolyozlar ileride ağrı nedeniyle yeti kayıplarına yol açabiliyor, kalpte ve akciğerlerde ciddi kalıcı hasarlar oluşturabiliyor. Eğer 10 yaşından önce bu derecelere ulaşırsa, erişkin yaşlarda çok ciddi derecelere ulaşıp, yaşam süresini kısaltabiliyor.

Eğilme Testi Nedir?

Omurgada bir eğrilik ortaya çıktığında ve omurga döndüğünde, göğüs kafesi veya belde bir asimetri oluşur. Dönme miktarını (açı olarak) ölçmek için bir skolyometre kullanılır. Gövde dönüşü (rotasyon) bel – sırt düzeyindeki öne eğilme ile ölçülmekte olup, skolyozun ciddiyetinin bir yansımasıdır. 5-7 dereceden daha fazla rotasyonun varlığı, skolyoz olabileceğini akla getirir.
Erişkin skolyozu erken yaşta oluşan eğriliklerin ileri yaşlara taşınmasıyla meydana gelir. Daha önce eğriliği olmayan kişilerde ise 50 yaş ve üstünde omurgada meydana gelen yıpranma (dejenerasyon) nedeniyle skolyoz oluşabilir. Omurga eğriliğinin bir iç bükey tarafı, bir de dış bükey tarafı vardır. İç bükey tarafta sıkıştırıcı kuvvetler omurlar arası hareketleri sağlayan “faset eklemleri” üzerinde aşırı yüklenmelere neden olur. Bu baskı sinirlerin kanal içinde sıkışmasına neden olabilir. Ayrıca omurga yapısındaki yıpranma nedeniyle eklemlerde gelişen fazla kemik oluşumları ya da yumuşak dokularda kalınlaşmalar da sinir sıkışmasını artırabilir.

skolyozAmeliyat skolyozda tek çözüm müdür?

Gözlem dışındaki diğer alternatif korse tedavisidir. Korse tedavisi etkinliği tartışmalıdır. Korse tedavisinden beklenen, eğriliğin düzelmesi değil ilerlemesinin engellenmesi ve cerrahi tedaviye gereksinimin ortadan kaldırılmasıdır. Skolyozun düzelmesini, geri dönüşünü sağlayabilecek etkinliği ispatlanmış tek yöntem ameliyatdır. Ancak ameliyatın da getirebileceği bazı olumsuzluklar nedeniyle ameliyat her skolyozlu hastaya uygulanmamaktadır.

skolyoz_amaliyati_oncesi_sonrasi

Ameliyatla düzelen bir hasta


Hangi durumlarda ameliyat gerekir ve hangi durumlarda gerekmez?

Erişkin çağda da ilerlemesine devam edip akciğer ve kalp problemleri ve kozmetik sorunlar nedeniyle yaşam kalitesini düşürecek veya erken ölüme sebep olabilecek eğrilikler, korse ile kontrol altına alınamazsa cerrahi tedavi tek seçenektir. Büyümekte olan bir çocukta sırt ve bel bölgesinde 40 dereceyi aşmış eğrilikler, erişkin çağda mutlak ilerleyip yukarıda bahsedilen sorunlara neden olacağı için ameliyat gereklidir. Büyümesini tamamlamak üzere olan veya tamamlamış erişkin hastalarda sırt bölgesindeki 50 derece ve bel bölgesindeki 40 derece ve üstü eğrilikler ameliyat edilmelidir. Bazı istisnai durumlar da olabilir. Örneğin hastanın eğriliği 40-50 derecenin altında olmakla birlikte ciddi anlamda bir denge bozukluğuna neden oluyorsa, eğrilik eşik değeri geçmemesine rağmen dengenin düzeltilmesi için ameliyat gerekli olabilir. Denge önemlidir. Çünkü, vücut hareket halinde iken en dengeli pozisyonu alarak en az enerjiyi harcamak ve enerjisini kontrollü kullanmak ister. Örneğin; dengesi iyi olmayan bir kişinin 100 metre yürümek için harcayacağı enerji, dengesi iyi olan bir kişye nazaran çok daha fazladır. Bu kişi yine diğer dengeli kişiye oranla günlük yaşam aktivitelerinde daha hızlı ve daha çok yorulur.

skolyoz-korse


Korse kimlere ve hangi durumlarda önerilmelidir?

Korse sadece büyüme potansiyeli olan çocuklarda ve 20 ile 40 derece arası eğriliklerde uygulanır. Kırk derece üzeri eğriliklerde başarı oranı çok düşüktür ve özellikle ergenlik çağında 40 derece üzeri eğriliklerde kullanılması tavsiye edilmez. Bazı istisnai durumlarda, örneğin ciddi büyüme potansiyeli olan daha küçük çocuklarda ameliyatı geciktirmek için 60 dereceye kadar olan eğriliklerde korse uygulanabilir. Bu küçük çocuklarda ameliyatı mümkün olduğunca geciktirmek ve omurgayı kontrollü olarak mümkün olduğunca büyütmek önemlidir.


Kullanım şartları nelerdir?

• Eğrilik 20-40 derece arasında olmalı
• Çocuk büyümesini tamamlamamış olmalı
• Günde en az 20, ideali 23 saat takılmalıdır
Ameliyat dışı tedavi seçeneklerini özetleyecek olursak?
Gözlem ve korse

DO?RU KORSE SEC?M? Do?ru skolyoz korsesi ile memnun edici sonuçlar elde ediyoruz. Skolyoz korsesi secimi yap?l?rken hastan?n skolyozu , en son cekilmi? tam boy omurga filminden inclenir. Hastan?n ya??, cinsiyeti, boyu, kilosu, skolyoz aç?s?, skolyoz tipi, aktivite düzeyi gibi bilgilerin de?erlendirilmesi gerekir. Tüm bunlar de?erlendirildikten sonra, do?ru korse seçimi yap?labilir. Örne?in, hastan?n büyümeye ba?l? de?i?ikli?inin do?ru hesaplanmamas?, hastan?n korseyi kullanmak istememesi gibi sonuçlar ortaya ç?kartabilir. Yine korse secimi yap?l?rken dikkat edilmesi gereken bir di?er konuda, skolyoz korsesinden ne beklendi?idir. Baz? durumlarda hastan?n ya?? ve skolyoz aç?s?na göre, skolyoz korsesinden düzeltme de?ilde, sadece koruma sa?lamas? beklenmektedir. Bu ve buna benzer tüm bilgileri de?erlendirmek ve do?ru korseyi seçmek, gercek anlamda ciddi bir bilgi ve deneyim gerektiren, çok hassas ve dikkat edilesi bir süreçtir.

Doğru korse seçimiyle düzelen bir çocuk


Çocukların kısa kalmasını engellemek için hangi yöntemden uzak kalmak gereklidir?

Büyüyen çocuklarda omurganın kısa kalmasını engellemek için omurganın sabitlenmesi, hareketin yok edilmesi ve büyümenin durdurulması diye tanımlayabileceğimiz “füzyon” işleminden uzak durmak gerekir. Bu nedenle çocuklarda korse tedavisi eğriliği durduramaz ise omurgaya yerleştirilen vida ve çubuk sistemleri ile füzyon işlemi uygulamadan eğriliği düzeltmeye çalışırız. Yöntemin adına “uzatılabilen çubuklar sistemi” denir. Bu bir çeşit cilt altına yerleştirilmiş korse gibi çalışır. Ne var ki omurga da büyüme devam edeceği için içten konan çubuklara rağmen eğrilik ilerlemeye devam eder. Bu nedenle periyodik olarak (6 ayda bir) uygulanan ameliyatlar ile mevcut çubuklar uzatılarak eğriliğin tekrar tekrar düzeltilmesi gerekir. Bu tedavi yöntemi ideal olarak ergenlik sonuna kadar yürütülmeli ve büyümenin azaldığı veya durduğu zaman da artık omurgaya füzyon işlemi uygulanmalıdır.

Çocuklarda ameliyatların tekrarlanmasını engelleyen yeni yöntem (dışarıdan uzatılabilen magnetik çubuklar sistemi) nedir? Bu yöntem ülkemizde uygulanabilmekte midir?

Bu yöntemde omurgaya yerleştirilen özel çubuklar daha sonra ameliyat yeri yani omurga tekrar açılmadan dışarıdan yaratılan bir manyetik alan aracılığıyla kontrollü olarak uzatılabilmektedir. Böylelikle tekrarlayan ameliyatlar yerine tek ameliyat ile çubukları yerleştirmek ve sonra omurgayı açmadan periyodik uzatmalar ile eğriliğin ilerlemesini kontrol etmek mümkün olmaktadır. Uzatma işlemleri anesteziye gerek kalmadan poliklinik şartlarında yapılabilmektedir. Bu yöntem ülkemize gelmiştir ve halen tarafımdan uygulanabilmektedir.

Skolyoz nasıl tedavi edilir?

Küçük yaşta başlayan ve özellikle 10 yaş altında görülen skolyoz, büyük çocuk skolyozundan farklı özelliklere sahiptir. Küçük yaşta başlayan skolyoz genellikle ilerleyicidir. Skolyozun ilerlemesini belirleyen en önemli faktör ise çocuğun fiziksel gelişim hızıdır.

Cerrahi tedavi yöntemi olan “füzyon” ile omurga büyümesi durdurulabilir. Gelişim çağındaki çocuklarda omurganın kısa kalmasını engellemek için “omurganın sabitlenmesi, hareketin yok edilmesi ve büyümenin durdurulması” diye tanımlanan füzyon işlemine her zaman başvurulmaz. Çünkü bazı problemlere yol açabilir. Bu cerrahi müdahale; çocuklarda 5 yaşın altında yapılırsa omurilik kanalının dar kalmasına, 8 yaşın altında yapılırsa akciğer gelişiminin bozulmasına, 10 yaşın altında yapılırsa göğüs kafesinin gelişiminin bozulmasına neden olabilir. Göğüs kafesi yeterince büyüyemez ise akciğer solunumuyla ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Özellikle 10 yaş altında uygulanacak füzyon işlemi gövdenin kısa kalmasına neden olabilir. Bazı durumda ise “kısa ve düzgün bir omurga, uzun ve eğri bir omurgaya” tercih edilir ve erken dönemde kaçınılmaz olarak füzyon işlemi uygulanabilir. Bu gibi durumlarda (Örn: Doğumsal skolyoz ve hemivertebra varlığında) çok kısa bir omurga bölgesine füzyon uygulaması yaparak, uzun ve zahmetli büyüyen çubuklar yerine “kısa füzyon” tercih edilebilir. Bu durumda füzyon ancak kısıtlı bir alana yapılacağı için omurga ve göğüs kafesi büyümesini ciddi etkileyemeyebilir. Bazı istisnai durumlarda ise “hibrid” enstrümentasyon sistemleri uygulanabilir. Geçmişte erken başlayan skolyozda sırta füzyon uygulamadan kullanılan çubuklar yerleştirilir ve bu çubuklar adeta içeriden bir korse görevi görerek eğriliği kontrol altında tutarlardı. Ancak eğriliğin sürekli olarak kontrol edilmesi ve çocuğun bu bölgenin uzaması için bu çubuklar 6 ayda bir tekrarlayan ameliyatlarla uzatılırdı. Günümüzde ise manyetik rodlar kullanılmakta ve bu rodlar 2-3 ayda bir poliklinik şartlarında, uzaktan kumanda ile ameliyatsız ve ağrısız bir şekilde uzatılmaktadır.
Ergenlik çağında ise omurilik kanalı, akciğerler ve göğüs kafesi yeterince geliştiği için aynı zamanda boy uzaması da büyük ölçüde tamamlandığından füzyon işlemi küçük çocuklarda olabilecek potansiyel sorunlara neden olmayabilir.

skolyoz-tedavisiFelç riski var mı?

Skolyozda cerrahi tedavi uygulanması felç riski nedeniyle kaygılandırabilir. Geçmişte ameliyat sırasında yapılan müdahalelerin omurilik üzerine etkileri anlaşılamazdı. Ancak ameliyatın sonuna doğru hastalar uyandırıldığında felç olup olmadıkları kontrol edilirdi. Bu işlem hem kişi için sıkıntılıydı hem de ameliyatın sonunda yapıldığından müdahale için geç kalınırdı. Ameliyat sırasında sinirlerin işlevlerini devamlı olarak gösteren “nöromonitorizasyon” işlemi bugün yaygın olarak kullanılıyor. Böylelikle ameliyat sırasında sinir yaralanmasına neden olabilecek herhangi bir işlemin yarattığı etki anında anlaşılır ve gerekli müdahale yapılır. Nöromonitorizasyon tekniği daha önceleri zaman zaman felç ile sonlanabilecek bu ameliyatların emniyetini ciddi oranda artırmıştır.

Vida ve iple tedavi
Skolyoz ameliyatlarından sonraki en önemli sorunlardan birisi omurganın sabitlenip belli kısımda omurga hareketliliğinin ortadan kalkmasıdır. Omurga cerrahlarının sabitleme işlemi yapmadan, omurganın büyümesine ve hareketli kalmasına izin verecek bir düzeltme tekniğiyle ilgili çalışmaları sürüyor. Omurgasında skolyoz olup, halen büyüme potansiyeli olan hastalarda “gerdirme yöntemi” olarak adlandırılan bir yöntemin ilk sonuçları ümit verici bulunmuştur. Bu yöntemde sırt eğriliklerinin dış bükey tarafına kameralı girişimle yandan vida koyulur ve bu vidalar kalın bir iple bağlanıp gerdirilerek bir miktar düzelme sağlanır. Böylelikle eğriliğin dış bükey tarafının büyümesi yavaşlatılır. İç bükey tarafı hızlı büyümeye devam ederken dış bükey tarafının büyümesi vidalara bağlı ip sayesinde yavaşladığı için zaman içinde eğrilik kendiliğinden düzelebilir. Bu yöntemin diğer avantajı da vidaları tutan yapının bir platin değil ip olması ve böylelikle ameliyat edilen kısmın hareketliliğinin devam etmesidir. Bu yöntem dondurma yapılmaksızın düzelme sağlar, hareketi yok etmez ve büyümeyi bozmayabilir. Klasik arkadan düzeltme tekniğine göre bir diğer avantajı ise ameliyat izinin daha küçük ve vücudun yan tarafında olmasıdır.

**Alternatif olarak skolyoz hastaları spor yapmalıdır. Pilates bu rahatsızlığın giderilmesi için en çok yapılan spordur.

Umarım bu makale bu hastalığın yenilebileceğini göstermiştir. Mücadelenizi bırakmayın. Herkese acil şifalar.