Aslında her şey 1971’de yan yana duran iki pc’nin birbirine mail atmasıyla başladı. Chatleşmenin temeli buraya dayanıyor direkt. Daha sonra ilk sosyal medya siteleri olarak theglobe.com ve sixdegrees.com geldi ve bu siteler ilk profil oluşturma ve arkadaş ekleme olanağını sağladı.2000’li yıllara gelindiğinde friendster ve ardından myspace girdi hayatlarımıza. Ancak asıl devrim facebook‘un Mark Zuckerberg tarafından kurulmasıyla oldu. Harvard Üniversitesi’nde okurken 2004 yılında kurdu mark bu mecrayı ve sosyal medyayı hayatlarımıza soktu adeta.

1999’da kurulan blog sitesi blogger‘i aldı 2003 yılında google. Blogların ileride çok tutulacağını ve insanların ortak paydada buluşacakları konuları bloglarda bulabileceğini öngördü ve başarılı da oldu. Bloglar her zaman sosyal medyaya yön vermekte.

2005’te youtube 2006’da twitter girdi hayatlarımıza. 2010’da ise instagram ile tanıştık.Günümüzde dünyada 4.5 milyar internet kullanıcısı (toplam nüfusun %58’i), 3.7 milyar sosyal medya kullanıcısı var (nüfusun %48’i). En çok kullanılan sosyal medya sitelerine baktığımızda ise 1. sırada 2.4 milyar kullanıcı ile facebook’u, 2. sırada 2 milyar kullanıcı ile youtube, 3. sırada ise 1.6 milyarla whatsapp bulunmakta. 1 milyar kullanıcı ile instagram 6. , 330 milyon kullanıcı ile twitter 12. sırada bulunmakta.

Sosyal medya kullanımında en büyük yaş aralığını 25-34 yaş oluştururken bu grubu 18-24 yaş takip etmekte.

Türkiye olarak ise dünyada facebook kullanımında 10., instagram ve twitter kullanımında ise 6. sıradayız. Bu da sosyal medyanın hayatımızdaki yerini net olarak göstermekte bence.

Geleceği bilinmez ancak sosyal medyanın hepimizin hayatında yeri olduğu aşikar. Şimdiden bunu bir meslek haline getiren yüzlerce insan var. Sosyal medya uzmanlığı gibi meslekler de oluştu bile. Zararlı mı yararlı mı bilinmez ancak sosyal medya hayatının insan hayatıyla beraber paralel olarak devam edeceği çok açık…