Muzaffer Aksoy
1-Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Beyaz çamaşır sepetine karışmış siyah bir don olarak tanımlayabilirim. Küçük yaşta Mombasa Kenya’dan Aydın Yamalak’a uzanan bir coğrafya değişikliği yaşadım. Hiç bilmediğim bir dilin konuşulduğu, daha önce hiç görmediğim, kendimden farklı renkte olan insanlarla yaşamaya başladım ve Ege şivesi ile Türkçe konuşarak büyütüldüm. Don tanımlamasını şu şekilde yapabilirim: dışardan bakıldığında ortamda en farklı görünen kişi hep ben olurum ama çocukluğumdan beri girdiğim her ortamda insanlarla paylaşacak bir şeyler bulup, renk karmaşasını ortadan kaldırabilen bir insanım.
2-Günlük hayatınızda neler yapıyorsunuz?
Her güne bir sabah kahvesiyle başlıyorum, ardından biraz internette surfing ve eğer o gün sahnem yoksa bir şeyler yazıyorum(set için şaka, Podcast için sorular, Reels için video fikirleri vs.). Günlerimin çoğunu da film izleyerek geçiyorum.
3-Stand-up’a ne zaman ve nasıl başladınız?
Stand-up’a pandemi döneminin başlarında başladım. Bir film projesinde beraber yer aldığım ve çok sevdiğim Gülhan Tekin Elmas ablamın yönlendirmesi ile bir komedi kulübüne gittim. Daha öncesinde oyunculuk ve tiyatro geçmişim olduğu için içten içe Stand up’a da hayranlık duyuyor ve yapmak istiyordum. İlk amacım her zaman, yaşadığım ve belki birçoğundan yara aldığım, kimseyle paylaşamadığım şeyleri aşmış ve güçlenmiş bir şekilde gülerek, alay ederek insanlarla paylaşmaktı ve bunu yapmaya devam ediyorum.
4-Sahnede yaşadığınız en olumsuz durum neydi?
Sahnede yaşadığım en olumsuz şey çoğu komedyenin yaşadığı gibi çok güvendiğin ya da reaksiyon potansiyelinin yüksek olduğu bir şakanı anlattıktan sonra beklediğin reaksiyonu ya da tatmini alamamak.
5-Komedyenliğin en zor yanları nelerdir?
Komedi’nin temel anlamı gülmeye yol açan olay ya da durumlardır ve belli kurallar çerçevesinde her şey hakkında şaka yapılabilir düşüncesindeyim. Fakat şu an Türkiye’nin komedi kültürüne baktığımızda komedyenlerin hayal gücünü kullanmalarını ya da değinmek istedikleri noktalara özgürce ve kurallar çerçevesinde değinmeleri konusunda problem yaşadığını düşünüyorum.
6-Hayatınızda “dönüm noktası” diyebileceğiniz bir anınız var mı?
Lise döneminde oldukça içine kapanık bir insandım. Animatörlük stajı yapmak üzere bir otelde işe başladım. Çekingenliğimden dolayı işe tam adapte olamadım ve bu durumun sıkıntılarını yaşamaya başladım, ne insanlarla kontak kurabiliyordum ne de sahneye çıkıp performans sergileyebiliyordum. Bu durumun bu şekilde yürümeyeceğini ve kontrolü elime almam gerektiğini düşünüyordum. Hayatımdaki dönüm noktası ise küçük bir kız çocuğunun benim elimden tutup mini club dansına kaldırması oldu. O günden sonra insanlara karşı olan bakış açım değişti, daha sosyal bir insan oldum ve sahne korkumdan tamamen kurtuldum.
7-Stand-up yapmaya yeni başlayacak kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?
Stand-up kültürü Türkiye’de popülarite yakalamaya başladı, yeni başlayacak olan arkadaşlara tavsiyem her türlü eleştiriye açık olmaları ve eleştirilerden güç almaları olur. Her türlü sahne fırsatını değerlendirmeliler ve bu yolda sahneye küsmemeliler.
8-Sizi sevenlere söylemek istediğiniz veya eklemek istedikleriniz?
Onlar var oldukça her zaman daha iyisini üretmeye çabalayacağım, değerli zamanlarını ayırdıkları ve destekleri için çok teşekkür ederim. Daha güzel işlerde görüşmek dileğiyle.
Muzaffer Aksoy Instagram Hesabı
