Türkiye’nin en başarılı voleybolcularından Neriman Özsoy ile röportaj gerçekleştirdik. Teklifimizi geri çevirmediği için teşekkür ediyoruz. Ve röportajımız başlasın;
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
13.07.1988’de Bulgaristan’ın Razgrad kasabasında doğdum. 1989 yılında ailemin Türkiye’ye göç etmesiyle birlikte İstanbul’daki hayatla tanışmış olduk. Benden 5 yaş büyük bir ablam var. Kendimden önce ablamdan bahsetmek her zaman hoşuma gitmiştir. Bugünkü yarattığım bu sporcu kimliğini; desteklerini her zaman hissettiğim anne ve babama, aynı zamanda tecrübelerinden sürekli yararlandığım ve bana örnek teşkil eden ablama borçluyum. 20 yıldır voleybol oynuyorum. Kariyerim boyunca defalarca milli formayı giymekten ve özellikle 2012 Londra Olimpiyatları tecrübesini yaşamış olmaktan dolayı kendimi hep şanslı hissettim. Avrupa’nın birçok takımında forma giydikten sonra son iki sezondur Japonya’nın Toyota Auto Body Queenseis takımının formasını terletme şansı buldum.
Voleybol hayatınıza nasıl başladınız?
Voleybola ablamın sayesinde başladım. İstemeyerek başladığım voleyboldan gün geçtikçe keyif almaya başladım ve devam ettim.
Japonya’ya alışmanızda ne gibi zorluklar yaşadınız?
Japonya’da yaşamaya başladığım ilk zamanlar beni zorlayan şey kahvaltı anlayışları oldu. Voleybol anlamında hiçbir zorluk yaşamadım hatta alışma süreci bile geçirmedim diyebilirim. Japonya, gördüğüm en organize ülkelerden bir tanesi. Onlara bayılıyorum.
Aileniz voleybolcu olmanıza karşı çıktı mı?
Ailemin desteklediği ilk nokta sporcu olmam konusuydu. Voleybol olmasaydı da başka bir spor dalıyla mutlaka ilgilenirdim. Bana her zaman destek olan ailemin bugün dünyaca tanınan bir voleybolcu olmamda rolü büyüktür.
Hayatınızda verdiğiniz en önemli karar neydi?
Hayatımda verdiğim en önemli karar; 17 yaşında Rusya’ya, dünyanın en ünlü ve en başarılı antrenörü Nikolay Karpol’un yanına gitmek ve onun antrenmanlarına katılmaktır.
Günlük hayatınızda neler yaparsınız?
Ben yengeç burcuyum, benim rutinim çok değişmez. Aynı saatlerde aynı şeyi yapmaya dikkat ederim. Kahve içtiğim saatler bile birbiriyle uyumludur. Arkadaşlarımla zaman geçirmeyi ve gezmeyi, yeni yerlerde yeni şeyler denemeyi çok severim. Esila(yeğenim) doğmadan önce kendime zaman ayırdığım birçok nokta vardı ama 6 yıldır her şeyimi ona göre planlıyorum.
Çocukluk hayaliniz neydi?
Benim çocukluğum sokaklarda ip atlayarak, top oynayarak geçti. Sanırım sokakta oyunlar oynayabilen son jenerasyon bizdik. Çocukluk arkadaşlarımla hayalimiz; kendi evlerimiz olduğunda tekrar yan yana olabilmek, birlikte aynı sokakta yaşayabilmekti. Sanırım bu hiçbir zaman gerçek olmayacak. Hepsi ayrı ayrı ülkelerde eşleriyle birlikte mutlu bir hayat geçiriyorlar. Sadece telefondan görüşebiliyoruz.
Sizi sevenlere söylemek istediğiniz veya eklemek istedikleriniz?
Hayallerinizin peşinden koşun ne olursa olsun. Ve dürüst bir hayat için mücadele verin.