20) Paolo Maldini
Bazı insanlar için savunma dendiği zaman ilk akla gelen isimdir Paolo Maldini. Sol bek ve stoper mevkilerinde görev yapan İtalyan oyuncu 24 sene Milan forması altında ter döktü ve Milan için 902 maça çıkarak efsaneleşti. 8 Şampiyonlar Ligi finali oynayıp 5 tanesinde kupayı kaldıran isim, 2004 yılında milli takımı bırakmasaydı, 1994’te yanından geçtiği Dünya Kupası da 2006 yılında ellerinde yükselecekti.
19) Romario
Eminim bir çoğunuz Romario’nun adının babasının en sevdiği iki şehir olan Roma ve Rio şehirlerinden geldiğini bilmiyorsunuzdur. Onu futbol tarihine altın harflerle yazdıran en büyük olay ise kesinlikle 1994 yılında Amerika’da kaldırdığı Dünya Kupası’ydı. Kariyerinde attığı gollerin yanı sıra 1,67’lik kısa boyuyla da akıllara kazınan Romario, tam bir futbol efsanesi.
18) Zico
Ülkemizde 2006/08 yılları arasında Fenerbahçe teknik direktörlüğü yapan Zico da futbola anlam katan efsanelerden bir başkası. Ofansif orta saha olarak adlandırabileceğimiz oyuncu, forvetlerden bile daha skorer denilebilir. Milli takım ve kulüp kariyerinde 500’den fazla gole sahip olan efsane, 3 Dünya Kupası’nda boy göstermesine rağmen kupaya uzanamayanlardan bir tanesi.
17) Garrincha
Futbol tarihinin en iyi top sürücülerinden biri olarak kabul edilen efsane, 1958 ve 1962 Dünya Kupalarını kazanan Brezilya takımının en önemli oyuncularından birisiydi. Sağ kanatta topu ayağına aldığı anda izleyenleri büyüleyecek bir yeteneğe sahip olan oyuncu bu oyunu sadece zevk için oynuyordu. Takım arkadaşı Zagallo onu şu sözlerle tarif ediyor: “Pazar günü maçını oynardı, pazartesi idmana gelmezdi, salı günü bütün gün içki içer, çarşamba günü önceki günden kalma olduğu için yine gelemez, perşembe antrenmana katılır, cuma gecesi partiye gider, cumartesi dinlenir ve kendine gelir, pazar da maçta yine şov yapardı.”
16) Gerd Müller
Kariyerinde 679 golü bulunan bombacı lakaplı santrafor, bir dönem Avrupa’yı kasıp kavuran Bayern Münih ve Almanya fırtınasındaki en önemli yapı taşlarından birisiydi. 3 sene üst üste Şampiyonlar Ligi, 1972 Avrupa Şampiyonası, 1974 Dünya Kupası ve 1970’te kazandığı Altın Top ödülü onun sayısız başarılarından bir kaçıydı. 1972 yılında 85 gole imza atarak bir takvim yılında en çok gol atan oyuncu olma özelliğini ise 2012 yılında Leo Messi bu rekoru kırana kadar elinde bulunduruyordu.
15) Marco Van Basten
Herkesin aklında muhakkak şu soru vardır: Eğer sakatlanmayıp son maçına 1993’te 28 yaşındayken çıkmış olmasaydı, futbol tarihine adını başka nasıl şekilde yazdırabilirdi? Kuvveti, fırsatçılığı, muhteşem şutları ve attığı akıl almaz golleri ile bilinen Hollandalı efsane bir çoğu için belki de mevkisinde en iyisi. Milan’da Ruud Gullit ve Frank Rijkaard ile oluşturdukları “Dutch Trio” ile hatırlanan Van Basten, 2 Şampiyonlar Ligi, 1 Avrupa Şampiyonası ve 3 Altın Top’a sahip.
14) Michel Platini
Yakın zamanlarda yaptığı UEFA başkanlığı ile tanıdığımız Fransız yıldızın kariyeri başarılarla dolu. Orta sahada çok iyi bir oyun kurucu olup, duran toplardaki başarısıyla da hatırlanan Platini, aynı zamanda golcü özellikleriyle de dikkat çekiyor. Kupayı kaldırdığı 1984 Avrupa Şampiyonasında çıktığı 5 maçta attığı 9 golle turnuva tarihinin halen en golcü oyuncusu durumunda. Juventus forması ile hatırladığımız efsanenin aynı zamanda 3 tane de Altın Top ödülü mevcut.
13) Eusebio
Kara panter lakaplı Portekizli forvet oyuncusu Eusebio, şüphesiz ki 20. yüzyılın en önemli oyuncularından birisiydi. Kulüp kariyerinde 586 maça çıkmış ve 590 gol kaydetmiş olan Benfica efsanesi, hızı ve isabetli şutları ile dikkat çekiyordu. 1965 yılında Altın Top ödülünü kazanan Eusebio, 1966 Dünya Kupasında da gol kralı olmuştu.
12) George Best
Bobby Charlton ve Denis Law ile oluşturdukları Manchester United’ın efsane döneminin en önemli oyuncusu belki de George Best’ti. Kanat mevkiinde görev yapan Kuzey İrlandalı futbolcu için 2000 yılında Diego Maradona “O benim idolüm.” diyordu. 1968’de Şampiyonlar Ligi’ni kazanan futbolcu, sezon sonunda Altın Top ödülüne de layık görüldü. Dünyada bazı insanlar için de şöyle bir söz akıllara kazındı: “Pele good, Maradona better, George Best.”
11) Franz Beckenbauer
Günümüzde pek görülmeyen libero mevkiinde görev alan Alman yıldız, topu oyuna sokma ve savunma becerileriyle tarihe adını yazdırmıştır. Dünya Kupasını hem antrenör hem futbolcu olarak kazanan isim, Gerd Müller, Uli Hoeness, Sepp Maier gibi isimlerle altın çağını yaşayan Bayern Münih takımının da kaptanıydı. Bir savunma oyuncusu olmasına rağmen 2 Altın Top ödülüne sahip oyuncu, bir çok otoriteye göre tarihin en iyi savunma oyuncusudur.
10) Frenc Puskas
Eminim şu günlerde eskiden Macaristan milli takımı Dünya Kupasında final oynamış dense bir çoğunuz yok artık dersiniz. 1954 yılında Macaristan takımı da o dönem yaşayan insanları aynı bu şekilde şok edip finale kadar yükselmişti. Real Madrid’e transferi sonrası İspanyol ekibiyle 262 maça çıkmış ve 242 gol atmış olan efsane Macar, Alfredo Di Stefano ile oluşturdukları belki de tarihin en iyi hücum hattıyla, 5 La Liga, 3 Şampiyonlar Ligi kazandı. Halen her sene FIFA tarafından yılın golüne verilen Puskas Ödülüne isim vermektedir.
9) Ronaldinho
“Ronaldinho! Çölde bir vaha gibi! Yıldız özlemiyle yanıp tutuşan futbolun, tüm coğrafyadaki en büyük oyuncusu o!” Bu sözler bundan 15 sene önce hepimizin kulaklarında dönüyordu adeta. Futbolun tüm güzelliklerini bir şairin şiirini kağıda dökmesi gibi yeşil sahaya döküyordu resmen Brezilyalı efsane. 2002 Dünya Kupası, 2006 Şampiyonlar Ligi, 2005 Altın Top ödülü kariyerindeki sayısız zaferden yalnızca bir kaç tanesi. Futbolun gülen yüzü olarak hafızalarımızda yer eden süperstar, Bernabeu’da alkışlanmasıyla da hep hatırlanacak.
8) Alfredo Di Stefano
Arjantin ve İspanya pasaportlarına sahip olan Di Stefano, bazı insanlar için Real Madrid tarihinin halen en iyi oyuncusu konumunda. 21 yıllık kariyerinde 514 gol atmış olan Di Stefano, 5 sene üst üste Şampiyonlar Ligi’ni kazanmıştır. Pele onun için 2009 yılında tarihin en iyisinin ne kendisi ne de Maradona olduğunu, tarihin en komple ve en iyi oyuncusunun Di Stefano olduğunu söylemiştir.
7) Zinedine Zidane
Cannes’da başlayan ve Marco Materazzi’nin göğsüne vurulan bir kafayla biten unutulmaz bir kariyer. Cezayir asıllı Fransız futbolcu Zinedine Zidane tam anlamıyla kusursuz bi futbolcuydu. Bazı oyuncular iyi çalım atar, bazıları iyi şut çeker, bazıları da iyi paslar verir. Zinedine Zidane ise bunların hepsine ve daha fazlasına sahipti. Juventus ve Real Madrid kariyeriyle tarihe adını yazdıran Fransız yıldız, 1998 Dünya Kupası finalinde 2 gol atarak kupayı takımına kazandırmıştı. 2002 yılında Şampiyonlar Ligi finalinde Bayer Leverkusen’e attığı vole golü ise hala hepimizin aklında.
6) Johan Cruyff
Cruyff’un futbola en büyük katkısı, 70’li yıllarda Rinus Michels ile birlikte “Total Futbol”u hediye etmesiydi. Michels’in Total futbol felsefesini oyuncuyken sahada, teknik adamken kenarda en iyi uygulayan yorumcusuydu. Barcelona’nın bugün oynadığı pasa ve sürekli alan değiştirmeye dayalı futbol anlayışı “tiki-taka”nın kökenlerini de bu felsefe oluşturuyor. Sol kanatta topu aldığı anda yapacaklarının bir sınırı olmadığını 70’li yıllarda herkese gösteren Hollandalı efsane Ajax ile 3 Şampiyonlar Ligi kazanmış, Barcelonayla La Liga zaferi tatmış ve 3 Altın Top ödülünün de sahibi olmuştu.
5) Ronaldo
Ayrık ön dişlere sahip insanların genelde şanssız oldukları söylenir. Oysa bu kavram Brezilyalı futbol efsanesi Ronaldo’ya hiç de uymuyor. Barcelona ve İnter dönemlerinde sürati, top sürme becerisi ve bir çok özel yeteneğiyle komple bir oyuncu iken Real Madrid döneminde ise öldürücü bir ceza sahası golcüsü haline gelmişti. Dünya Kupaları tarihinin en golcüsü olma özelliğini Klose’ye kaptırsa da bir turnuvada atılan en çok gol rekoru şampiyon olduğu 2002 Dünya Kupasında attığı 8 gol ile hala elinde. 2 tane de Altın Topa sahip Brezilyalı yetenek, eğer kariyerinde o iki büyük sakatlığı yaşamasaydı belki de şuan bu listenin zirvesindeydi.
4) Cristiano Ronaldo
Günümüzde sokağa çıkıp top oynayan çocukları gördüğümüz zaman mutlaka adını duyacağımız isimlerden bir tanesidir Cristiano Ronaldo. Manchester United kariyerinde rüzgar gibi giden bir sol kanatken, Real Madrid ve Juventus kariyerinde ise ceza sahasında sinek uçsa kaleye sokacak bir makineye dönüştü. Kariyerinde 700’den fazla golü bulunan, Şampiyonlar Ligi, Real Madrid ve Portekiz Milli takımı tarihinin en golcü oyuncusu olan Portekizli yıldız, 5 Şampiyonlar Ligi ve 5 Altın Top’un yanı sıra 2016 yılında Portekizle Avrupa Şampiyonası da kazandı.
3) Pelé
Santos, NY Cosmos ve Brezilya formalarıyla 812 maça çıkıp, 757 gol atan Pelé, ilki 18 yaşında olmak üzere 3 Dünya Kupası kazanan tek futbolcudur. 1962 Şili Dünya Kupası’ndan sonra Avrupa takımları ona talip olup kesenin ağzını açınca Brezilya hükümeti yurt dışına transfer olmasını istemediği Pele’yi “Ulusal Hazine” ilan etmiştir. Pele’nin “Siyah İnci” lakabı da buradan gelmektedir. Sonuç olarak Pele Avrupa’ya gelemedi ama eğer Avrupa’da futbol oynamış olsaydı Avrupa futbolundaki taşların yerinden oynamış olacağı da çok açık görülüyor.
2) Diego Maradona
Açıkçası listenin 1 numarasını düşünürken bir türlü karar veremeyip en sonunda 2 numaraya koyduğum isim Diego Maradona oldu. Onun eşsiz dribbling yeteneği ve oyun görüşünün belki de tarihte eşi benzeri hiç olmadı ve olmayacak. Napoli ile kazandığı 2 Serie A şampiyonluğu hala Napoli taraftarları için unutulmaz. 1986 yılında Dünya Kupasını kaldıran Maradona, çeyrek finaldeki maçta İngiltere’ye elle attığı iddia edilen golü için tek bir şey söylüyordu: “O tanrının eliydi.”
1) Lionel Messi
Geldik listenin zirvesine. Bizleri her izlediğimizde adeta büyüleyen Arjantinli bir süperstar var en tepede. Bazen topun ayağına yapıştığını düşündüğümüz Messi, bu oyunu aklıyla oynayanlardan. Kariyerinde 4 Şampiyonlar Ligi, 10 La Liga, 6 Altın Top ödülü bulunan futbolcu, aynı zamanda futbol tarihinin en golcü oyuncularından bir tanesi. 2014 yılında Dünya Kupası’nın yanından gözyaşları ile geçerken açıkçası içimiz burkulmadı değil. Bir dönem milli takımdan hocası Jorge Sampaoli’nin de dediği gibi “Futbol, Messi’ye bir Dünya Kupası borçlu.”
ekşi good, vikipedi better, yordama best…