Çıktıkları ilk andan beri takip ettiğim, müziklerini gerçekten çok beğendiğim ve röportaj yapmayı çok istediğim “İkiye On Kala” ile -aslında Uras’la- sonunda röportaj gerçekleştirebildik. Daha fazla uzatmadan röportaja geçmek istiyorum, başlayalım;

Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Kendi kendine..

Grup üyelerinin müzikle tanışma hikayesi ne zaman başladı?

Aslında; İkiye On Kala İzmir’de bir solo proje olarak ortaya çıktı, sonraları grup olmaya çalıştık fakat geçtiğimiz yıl tekrar solo olarak devam etme kararı aldım. Lisede okul arkadaşlarımdan gitar
öğrenerek başladım müziğe..

Şarkıcı olmasaydınız ne olurdunuz?

Müzisyen olmak isterdim ama reklam yazarı olurdum..

Hayatınızda “dönüm noktası” diyebileceğiniz bir olay oldu mu? Varsa nedir?

Elbette hepimizin hayatında birçok kritik noktalar vardır. Benim için bunlardan bir tanesi, uzun yıllar bıraktığım müziğe “İkiye On Kala” olarak geri dönmek oldu..

Müzikte birilerine bağlı kalmak istemiyorsunuz; bu şekilde grubun yükselmesini, tanınmasını nasıl başardınız?

Ortada bir başarı görmüyorum aslında. Eğer varsa da bu çabaladığım bir şey değil. Müzik yapıyor ve kendi hikayelerimi yazıyorum, bu da dinleyicide bir şekilde karşılık buluyor. Var olsunlar..

Sevenlerinizin şarkılarınızla farklı bir bağı olduğunu düşünüyoruz. Sizce bu durumun şarkılarınızı gerçek hikayelerinizden yazmanızla ilgisi var mı?

Evet, gerçek hikayeler olması ve sanırım kullandığım dil, sayın dinleyenle aramızda güçlü bir bağ kuruyor..

Şarkı sözlerini yazarken sizi etkileyen etkenler nelerdir? Şairane bir kişiliğiniz olduğunu görüyoruz; okunmasını tavsiye edeceğiniz kitaplar var mı, varsa nelerdir?

Özel olarak beslendiğim bir durum,konu yok. Hayatın içinde var olmak, hissetmeye yetiyor..

Sizi sevenlere söylemek istediğiniz veya eklemek istedikleriniz?

İkiye On Kala diye bir şey var ve tam da şu sıralar Dünya’dan geçiyor. Umarım bir gün rastlaşırız. Selamlar, iyi kalın..