Michelin (Mişlen) sizinde bildiğiniz gibi bir lastik markasıdır. 1888 yılında André Michelin, kardeşi Édouard Michelin ile beraber Michelin şirketini kurmuştur. 1900lü yılların başında ise André Michelin, ilk Michelin Rehberi‘ni yayımlar. Bu yayımlanan stratejik düşüncenin günümüze kadar gelebileceğini eminim kendisi de tahmin etmemiştir.
O dönem Fransa’da sadece 3000 otomobil olmasından dolayı lastik satışlarını nasıl artırabiliriz sorusu üzerine bu rehber çıkartılıyor. Michelin kardeşler ve ekibi bir gün yuvarlak bir masaya oturup bu rehberi yazmaya başlıyorlar. Bu rehberde Michelin Lastikleri satan yerleri, otomobil tamircilerini, restoranları ve otelleri tanıtıyorlar. Buradaki asıl amaç, insanları seyahat etmeye yönlendirmek gibi düşünülebilir. Öncelikle Fransa ve Belçika’da çıkan bu rehber Birinci Dünya Savaşı ile beraber basılmamaya başlıyor. Savaştan sonra Michelin’in patronları tekrardan masaya oturup yeni bir Michelin Rehberi yazmaya başlıyorlar. Bu sefer biraz daha farklı bir düşünceyle yazılan rehberde restoranlara diğer mekanlardan daha çok ağırlık veriliyor. Bunun dışında restoranlara yıldız sistemi getiriliyor, yıldızlar;
- 1 yıldıza sahipse kendi kategorisinde çok iyi bir restoran,
- 2 yıldıza sahipse yolculuk sırasında bu restorana uğramak için yolunuzu değiştirebilirsiniz,
- 3 yıldıza sahip restoran içinse buraya gitmek için seyahat edebilirsiniz,
anlamına gelmektedir.
Neden Michelin gibi bir lastik firması restoranlara önem vermiş diye sorabilirsiniz. Michelin kardeşler, restoran sektörünün gelişebileceğine ve yemek yemenin yolculuğun bir parçası olduğuna inandıkları için böyle bir karar almışlar. Ve günümüze kadar gelen bu sistem yiyecek içecek sektörünün en prestijli ödülüdür.
Bir restoranın Michelin Yıldızı alabilmesi için o ülkede Michelin Komisyonu olması gerekir. Michelin müfettişleri o ülkede birçok restoranı ziyaret ederek değerlendirme yapıyor ama bir Michelin müfettişiyseniz bunu neredeyse dünyada sizden başka kimsenin bilmemesi gerekiyor.