Mikrodalga Fırın Nasıl Bulundu?
Mikrodalga Fırın Nasıl Bulundu? Percy Lebaron Spencer (1894-1970) babası öldüğünde sadece sekiz aylıktı. Annesi çok geçmeden onu kız kardeşi ve eniştesinin yanına gönderdi. Yedi yaşına geldiğinde amcası da öldü ve gen. Percy teyzesiyle baş başa kaldı. On iki yaşına geldiğinde Percy kendisini ve teyzesini zorunlu olarak okuldan ayrılıp yakınlardaki bir fabrikada çalışmaya başladı. Percy on altı yaşındayken yakınlardaki başka bir kağıt fabrikasının, elektrik tesisatı döşemek de dahil olmak üzere modernizasyona gittiğini haber aldı. Çevresindeki hiç kimse ona elektriğin ne olduğunu anlatmadığı için Percy bu yeni ve yükselen teknoloji hakkında bulabildiği her şeyi okumaya başladı. Fabrikada işe başvurduğu sırada, elektrikle ilgili hiçbir teorik ya da uygulamalı eğitim almamış olmasına karşın öyle çok bilgi sahibi olmuştu ki kendisini yeni güç kaynağı tesisatını döşeyebilecek üç kişiden biri olarak buldu. Tabii Percy okulunu bile bitirmemişti.
On sekiz yaşındayken bir sabah gazetede Titanic faciasıyla ilgili bir haber okudu. İnsanların çoğu müthiş güvenli olduğu söylenen geminin batışını konuşuyordu ama kablosuz iletişim operatörlerinin çalışmaları Percy’nin daha çok ilgisini çekti. Percy hemen ABD donanmasına katılmaya karar verdi. Böylece kablosuz iletişim denilen bu yeni ve büyüleyici teknoloji hakkında her şeyi öğrenebilecekti. Donanmaya kaydolduktan hemen sonra radyo dalgaları ile ilgili öğrenebileceği her şeyi öğrendi. Daha sonra o zamanları anlatırken, “Bir sürü ders kitabı buldum ve gece nöbeti sırasında onları okuyarak kendimi eğittim,” diyordu.
O Artık Radar Tüpü Tasarımcısı!
İkinci Dünya Savaşı başladığında Spencer artık dünyanın önde gelen radar tüpü tasarımcılarından biri haline gelmişti. ABD Savunma Bakanlığı’na teçhizat üreten Raytheon firmasında güç tüpü bölüm şefi olmuştu. Müttefik ordularının Manhattan Projesi’nden (atom bombası) sonra en yüksek ikinci önceliği haline gelen savaş radarı donanımının geliştirilmesiyle ilgili yoğun bir çalışma içerisindeydi. Spencer, mikrodalga sinyallerini geliştirme çalışmalarının başındaydı. Donanımı üretmenin daha verimli yollarını araştırıyordu. Spencer, bir gün aktif bir radar ünitesinin önünde dururken laboratuar önlüğünün cebindeki çikolatanın yumuşayıp eridiğini fark etti. Bu ilk kez olmuyordu ama araştırmacılığa doğal bir eğilimi olan Spencer bu olayın ardındaki eğilimleri sorgulayan ilk kişi oldu. Zira ortam sıcaklığında bir yükselme tespit etmemişti.
İlk olarak radar aygıtının önüne bir tabak dolusu mısır tanesi yerleştirdi. Tanelerin bir dakika sonra patlayıp etrafına saçılmasını hayretle izledi. (Bu arada, patlamış mısır sonradan dünyanın en gözde mikrodalga yiyeceği haline geldi.) Ardından, bir çaydanlığın içindeki yumurta da dahil olmak üzere diğer yiyeceklerle de deneyler yaptı. Yumurtanın, olup biteni yakından görmek için orada bulunan bir meslektaşının yüzüne aniden patlaması onun için mutlaka çok sıra dışı bir eylem olmuştur. Percy Spencer daha sonra yüksek yoğunluklu bir elektromanyetik alan jeneratörünü kapalı bir metal kutuya yerleştirerek dünyanın ilk mikrodalga fırınını imal etti. Böylece daha güvenli ve daha kontrollü deneyler yapmak mümkün hale geldi. Spencer’ın ekibi mikrodalganın çeşitli yiyecekler üzerindeki etkilerini gözlemledi. Bir yandan da ısı düzeylerini ve pişirme sürelerini takip ediyordu. Spencer rastlantısal keşfinin nelere yol açacağını kavradı. Ve Raytheon, 8 Ekim 1945’te Radarange (Radar Sahası) adı verilen “mikrodalga fırın” için patent aldı. (Mikrodalga Fırın Nasıl Bulundu?)
Radarange Fırınlar Piyasaya Sürülüyor
İlk Radarange fırınlar 1.67 metre yüksekliğinde ve yarım ton ağırlığındaydı. Bu yüzden yalnızca kısa sürede büyük miktarlarda yiyecek pişirmeye ihtiyaç duyulan yerlerde kullanılabiliyordu. Daha da kötüsü maliyeti 3000 dolara yakındı. Ve yalnızca demiryolu şirketleri, gemi yapımcıları ve ucuz yiyecek satan büyük restoranlar tarafından satın alınıyordu. Bunlar arasında en başarılı olanı, Ocak 1947’de New York Central Station’da kurulan ve “ateş gibi lezzetli” sosisleri birkaç saniyede hazırlayan Speedy Weenie sosis otomatıydı. Fakat yemek eleştirmenleri çok geçmeden aygıttan çıkan kızarmış patateslerin çıtır kıvamda olmadığına ve etlerin karardığına dikkat çekti. Hatta bazı durumlarda yiyecekler hiç pişmemiş gibi görünüyordu. Bununla birlikte, mikrodalgaya en büyük darbe, Raytheon’un Yönetim Kurulu Başkanı Charles Adams’ın özel aşçısından geldi. Aşçı, Adams’a yemekleri Radarange’de pişirme konusunda ısrar ederse istifa edeceğini söylemişti.
Yemek severler ve şef aşçılar tarafından kesin bir fiyasko olarak görülen mikrodalga, 1967’de bir ev mutfağı modeline kavuştu. Ve satış fiyatı 495 dolara düştü. Yine de Percy Spencer’ın rastlantısal cihazının makul fiyatlara inmesi ve her mutfağın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi on beş yıl daha aldı. O çok önemli biricik çikolata sayesinde, bugün Batı dünyasında evlerin yüzde 90’ından fazlasının mutfağında en az bir mikrodalga fırın bulunuyor.
Mikrodalga Fırın Nasıl Bulundu? konulu yazımız için yorum yapabilirsiniz.
Albert Jack-İcat Çıkarma