Herkese merhaba. Müzikseverler için bizce mutlaka dinlenilmesi gereken “40gece” grubu ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Başlayalım;
1) Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ayhan: 27 yıl önce Balıkesir’de doğdum. Müziğe 14 yaşımda Rap şarkılar yazarak başladım. O dönemde gitar çalmayı da yeni yeni öğreniyordum ama enstrüman çalmayı hep bir araç olarak gördüm ve asıl isteğim her zaman kendi şarkılarımı yapmaktı. 18 yaşımda üniversite okumak için bir yandan da müzikte ilerleyebilmek düşüncesiyle İstanbul’a geldim. 2019 yılında Ilgaz’la birlikte 40gece’yi kurarak bu projeyi oluşturduk ve yola devam ediyoruz.
Ilgaz: Çocukluktan beri babamın kaset koleksiyonuyla birlikte büyüdüm. Iron Maiden’dan, Jan Garbarek’e kadar birçok farklı müziğe ve türe yönelik kulak alışkanlığım mevcuttu. 14 yaşında gitar çalmaya başladım. 2019 yılında Ayhan’la birlikte 40gece’yi kurana kadar birçok farklı proje ve grupta gitaristlik yaptım.
2) Şarkıcı olmasaydınız ne olurdunuz?
Ayhan: Müzik dışında halihazırda özel bir danışmanlık merkezinde psikolog olarak çalışma hayatına devam ediyorum. Ancak bunları bir kenara koyarsak çocukluğumdan beri yazar olmak isterdim. O da şu an için yaşlılık hayalim.
Ilgaz: Müzik dışında kalan yaşamımda gazetecilik yapıyorum. Dijital, editöryal işlere yönelik çalışma sürecim devam ediyor. Müzikle ilgilenmeseydim yine tamamen bu alanda çalışmaya devam ederdim.
3) Bir gün birlikte çalmak istediğiniz, çalışmak istediğiniz bir sanatçı var mı?
40gece: Çok farklı tarzlarda isimler dinlediğimiz için çeşitli bir liste yapabiliriz. Yerli isimlerden Korhan Futacı, Yasemin Mori, Sagopa Kajmer, Soner Avcu, Bedük; yabancı isimlerden ise Mammal Hands, Portico Quartet, Hurts, Eivind Aarset, Northlane, Hooverphonic, Portishead, Röyksopp diyebiliriz.
4) 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
40gece: 5. Albüm Lansman Konseri 🙂
5) Yeni çıkacak albümünüz için hayranlarınıza ne söylemek istersiniz?
40gece: Bu albümde insanın, modern hayata uyum problemlerini varoluşçu bir konseptte anlatmaya çalıştık. Şarkılar sıralama olarak depresif durumdan manik duruma doğru ilerleyen bir insanın zamanla kendini tanımasını, düşünden uyanışını ve gerçekleri bulmaya çalışmasını anlatıyor. Dinleyicilerimizin albümü baştan sona bu konsept bağlamında dinlemelerini arzu ediyoruz.