Herkese merhaba. İnanılmaz bir aşk hikayesiyle başlayan ilişkiler bile zamanla heyecanını kaybedebilir. Evlenceğiniz kişi de her zaman beraber olduğunuz kişi olmayabilir. Birine aşık olduğumuzda çok farklı duygular içerisine girebiliriz. Kıskançlık, mutluluk, üzüntü gibi. İster istemez hayaller kurmaya başlarız, hayalimize onu da dahil ederiz.
İşte tatile çıkacağımızı falan düşleriz. Ben böyle şeylere kapılmamaya özen gösteriyorum ama çoğu insan bunları düşlüyor, çok normal bir şey zaten.
Hayatımızdaki kişi iyi bir sevgili olsa da iyi bir eş olamayabilir. “Gelecek planı yapamıyoruz, sohbet edemiyoruz, anlaşamıyoruz ama çok iyi biri” diyerek ayrılamıyorsanız partnerinizden, bu konuda çok değerli bir isim olan sevgili kardeşim Fatih’in bir mottosunu sizinle paylaşarak maddelere geçmek istiyorum; “iyiyse cennete gitsin abi.”
1) Artık onunlayken mutlu hissetmiyorum;
Mutlu değilsin ve sevgin azaldı. Git söyle, hiç uzatma, yalnızca o devam etmek istiyor diye devam etme, emin ol söylemek daha iyi. Bu durumu nişanlıyken bile yaşayabilirsiniz. Çoğu kişi nişanlıyken böyle bir dönemden geçtiğinde bunu evlilik stresi ile karıştırabilir. Ancak evlilik için strese girmek zaten duygularınızdan yeterince emin olmadığınızı göstermiyor mu? Kendinizi mutlu hissetseydiniz evleneceğiniz için heyecanlı olmanız gerekmez miydi?
2) Gelecek planlarımız uyuşmuyor;
İlişkinin başlarındayken hayata aynı perspektiften bakıyormuşsunuz, aynı düşüncelere sahipmişsiniz gibi hissedebilirsiniz. Çünkü her şey güzel giderken birbirinizi bozmayı göze alamayabilirsiniz, benim düşüncem yine delikanlılıktan yana ama siz bilirsiniz. Zaman geçtikçe ikiniz de olgunlaştıkça hem hayattan hem birbirinizden hem de ilişkinizden beklentileriniz değişebilir. Tabii ki sağlıklı bir ilişki de gelecek planları birbirine paralel olmalı. Aranızdaki sevgi güçlü ise gelecek planlarınıza birbirinizi de dahil etmeniz kaçınılmaz. Fakat zaman geçtikçe birbirinizden uzaklaştığınızı ve hayatlarınızın farklı yönlere gittiğini düşünüyorsunuz dahası gelecek planlarınıza birbirinizi dahil etmiyorsanız, büyük bir ihtimalle ne yazık ki ilişkiniz mutlu bir sonla bitmeyecek. Üzgünüz, evleneceğiniz kişi o değil..
3) Birbirimize güvenmiyoruz;
Bir ilişkinin ilk adımı güvendir. İlişkinizde güven eksikliği varsa, evlilik kararı vermemeniz gerekir. Çünkü güven problemi hafife alınacak ya da görmezden gelinecek bir şey değildir, bu ciddi bir sorundur. Güven problemi olduğunda ilişkiniz asla beklediğiniz ya da istediğiniz şekilde gitmez. Her adımda bir tartışma ile karşılaşabilirsiniz. Bir noktada ise ilişkinin sona ermesi gerekecek. Günün sonunda eve gelip gelmeyeceklerini merak ettiğiniz biriyle yaşlanmadan önce iyi düşünmelisiniz.
4) Sürekli tartışıyoruz;
Tabii ki de tartışabilirsiniz. Ancak bu tartışmalar günlük bir rutine dönüştüyse aslında bu sizin partnerinizle anlaşamadığınızı gösterir. Birbirinizle uyuşuyor gibi gözükseniz de ya da öyle düşünseniz de bu kadar fazla tartıştığınıza göre aslında anlaşamıyorsunuz. İletişim kuramadığınız bir ilişki ise çok uzun vadeli olmamalı. Yani evleneceğiniz kişi şu an birlikte olduğunuz kişi olmayabilir.
5) Karşılıklı olarak rahatsız olduğumuz davranışları asla bırakmıyoruz;
Bir ilişki iki tarafın belirli fedakarlıklarıyla yürür. Herkes birbirinin her davranışı sevmek zorunda değil, bu gayet normal. Ancak partneriniz çok rahatsız olduğunuz ve onu uyardığınız bir davranışı yapmaya devam ediyorsa bu durum size saygısı olmadığını gösterir. Onun yaptığı hatalara kılıf bulmaktan vazgeçmelisiniz, çünkü aslında çok daha iyisini hak ediyorsunuz.